Düğümler

Yağmur Mutluer
2 min readMay 24, 2019

--

Bir tümevarım örneği ile konuya gireceğim ama bu yazıdan bilimsel bir tanım beklemeyi ummayın, minik bir uyarı. Normal bir günde uyandınız, belki alarm sesinizle belki vücut saatinize göre. Sabah bir kahve içmek ya da güzel bir kahvaltı yapmak tercihiniz. İşe, okula gitmek için hazırlandınız kiminiz ne giyeceğini çoktan seçmişken kiminiz ise dakikalarını aynalar karşısında harcarken. Her gün geçtiğiniz sokaktan geçiyorsunuz şimdi nereye adım atıp atmamak gerektiğini çok iyi bilerek çünkü bu yoldan ilk yürüyüşünüz değil. Burada durup bir günümü nasıl geçirdiğimi anlatan bir yazı mı okuyorum demeden hemen önce konuya giriş yapıyorum. Bu saydıklarım sizin için ne? Hayatın kendisi? Döngüler? Sıralı eylemler? Ya da alışkanlıklarımız? Ben sonuncusunu tercih edeceğim bugün, farkında olmadan -ya da olarak- yaptığımız tüm eylemlerin alışkanlığa ve sonra döngüye ve ardından hayatın kendisine dönüştüğü bir takım sıralı eylemler bu saydıklarım hepsi.

Beynin en sevdiği döngü de budur. Her şeyin sakince, bir sonraki adımda ve yarın ondan sonraki ay ne geleceğini bilerek sürdürmek yaşamı. Adım attığında nerede olacağını bilerek yaşamak. Her günü bilmece gibi yaşamayı ben de istemezdim, kabul. Böyle döngü içinde yaşamanın yararlarını görmezden gelecek değilim ama yaratıcılık dediğimiz kavramı öldürdüğünün farkında değil miyiz? Her sabah uyanıp aynı kütüphaneye girip aynı raftaki aynı kitabı seçen bir kişiden, bir kişinin hayatından ne farkınız var? “Tabi ki farkım var, istediğim an bir alışkanlığımı yok edip yenisini edinebilirim!” diyorsanız o işler o kadar kolay değil, denemişsinizdir. Alışkanlıklar beyinlerdeki düğümler gibi, sabırla oturup çözmeyi bekleyeceksiniz ya da düğümden ötesine gidemeyecek yolculuğunuz.

İlk başta saydıklarım belki öyle kötü alışkanlıklar değil, katılıyorum. Ama çok daha tehlikeli olanları var hayatınızda. Sizi güvendeymiş hissi uyandıran, sorgulamaya itmeyen, yerinizde bırakan, merak ettirmeyen alışkanlıklar. Siz kazanmadınız bu alışkanlıkları, her gün biraz ve biraz fısıldandı kulağınıza ya da izlediniz farkında olmadan.

Salvador Dali (butterfly ship)

Ve de bu durumun yaratıcılığı nasıl öldürdüğüne gelirsek, oldukça açık değil mi? Her gün aynı notaya basarak nasıl farklı bir müzik çalabilirsiniz? Bugün bu teknolojiye ve medeniyete gelme nedenimiz birilerinin o adımlarını başka yerlere atmasından, tehlikeli olduğunu bilseler de ya da hiçbir şey bilmeseler de attıkları için.

Beynimizde başlayan küçük düğümler ve sonra hayatta karşılaştığımız çözmeye değil yaklaşmaya bile korktuğumuz düğümlerle birlikte, en küçük olanı açabilme cesaretinde bulunabilir misiniz?

Madonna’nın yeni çıkardığı albümünden Crave şarkısı ile bitiriyorum bu yazıyı da, iyi dinlemeler. ❤

--

--

Yağmur Mutluer
Yağmur Mutluer

Written by Yağmur Mutluer

zihninde kurgulamayı çok seven fakat yazıya dökmeye fazlasıyla üşenen, hayalperest biri. aynı zamanda software engineer olarak trendyol'da çalışmakta.

No responses yet