Günün Sonunda En Güzel Tabloyu Yaratmak
“Ben matematik dersinde iyiyim, diğer dersleri neden görüyoruz ki?”, “Sporcu olmak istiyorum ne gerek var diğerlerini öğrenmeye?” Bu ve benzeri cümleleri çevrenizde duymuş ya da bizzat kendiniz söylemişsinizdir. Hepimizin okul hayatında özellikle başarılı olduğumuz bir dal, bir ders elbette vardır. Sadece okul ile sınırlandırmak da doğru olmaz. Hayatınızda herhangi bir konu vardır, hepimizin var. İlgimizi çeken, başarılı olacağımız bir konu seçip tüm hayatımızı ona vermek isteriz, veririz de. Peki sizce bu ne kadar doğru? Okulda sadece matematiği sevenler matematik görüp diğer dersleri de onları sevenler görse daha rahat olmaz mıydı? Birçok kişinin buna sevineceğine eminim ama böyle bir eğitim hayatı tamamıyla kayıp olacaktır.
Son on yılı ayrı ve ondan öncesini ayrı değerlendirmemiz gerek. Nedeni ise bilginin son on yıl içinde bugüne kadar yaşadığımız yıllardan çok daha hızlı şekilde yayılması. O yüzden bu yazdıklarımı bu şekilde değerlendirmeniz daha iyi olur, yaşadığımız zaman içinde. Dediğim gibi bilgi çok hızlı yayılıyor. Zamanında herhangi bir alanda uzmanlaşmak için katetmemiz gereken yol ne kadar uzun ve yorucu ise şimdi parmaklarımızın ucunda birkaç tuşla halledebilecek kadar kolay. Ömür tüketmeye gerek yok uzmanlaşmak için, birkaç ay yetiyor da artıyor bile düzenli bir plan ile.
Peki bugüne kadar hep bir konuda uzman olmak mı kazanmıştır? Bana soracak olursanız hayır derim. İlk çağlardan beri çoğu insan birçok işle, alanla ilgilenmeye kendini adamıştır. Astronot da olabilirler ya da bir simyacı. Şair olup geometriye ilgi duyabilirler. Kendilerini kısıtlamamışlar çünkü ilgilenenleri alan birbirinden ayrı değil. Müzik, geometri, gökyüzü, edebiyat; aklınıza gelebilecek her alan zaten sarmaşıklar gibiler. Biri birinin içinden geçmeden, diğerinin yardımı olmadan doğada yoklar. O zaman onları tek başına öğrenmek neden?
Tek bir konuda uzman olan ve diğer konularda cahil kalanlar yerine, elini her renge sokup kirletmiş ve o renklerin karışımından ortaya daha da güçlü sanatlar, bilimler çıkaracak kişilere ihtiyacımız var, böyle biri olmaya ihtiyacımız var. Beynimizin tek bir konuyu iyi öğrenmeye değil birçok konu ile sıkıştırılmaya, zorlanmaya ve sonunda daha da güçlü olmaya ihtiyacı var. Böylece günün sonunda yaratıcı olabiliriz.
Bunu biraz konfor ortamında olmak ile de bağdaştırıyorum. Bildiğiniz sularda yüzerken güvende hissedersiniz. Kaybetmeyi, yanılmayı, zorluk çekmeyi pek tatmanıza gerek olmaz. O başka sular, hiç keşfedilmemiş olanlar sizi ürkütür. Belki pek yazıyla alakası yok ama kaybetmek çok büyütülüyor hem herkesin gözünde hem de herkes kendi kafasında. Kaybetmek bu kadar kötü ve ruhu aşağılan bir duygu mu ki? Kaybetmek bence öğrenmenin ve kazanmanın tek yolu gibi geliyor. Kaybetmek, hiçbir şey yapmamaktan çok daha doğru geliyor. Bu yüzden boğul, yardım iste, endişeyle başka bir suda yüzmeyi öğren. Öğrenemezseniz suyun derinliklerine dalacaksınız, bambaşka bir dünyayı göreceksiniz orada. Ama tadacaksınız, sonunda hayatta kalmayı öğreneceksiniz. Konfor alanınızdan çıkın, yeni şeyler öğrenmeye korkmayın. Farklı suları, boyaları karıştırın ve kendiniz en güzel tabloyu yaratın günün sonunda.