Ortalama Bir Yaşam ile Tatmin Olmak

Yağmur Mutluer
3 min readApr 11, 2019

--

Okurken dinlemeniz tavsiye edilir :)

Bugünkü konumuz ortalama bir yaşam üzerine, oldukça geniş bir başlık oldu değil mi? Bu satırları yazarken bile zihnim tartışmayı sürdürüyor farklı cephelerden ama ben daha farklı, bir azınlığın baktığı yerden bakmak istiyorum bu ortalama yaşam konusuna. Doğduğumuzdan andan beri hayatımıza dahil olan herkesin beklentisi vardır üzerimizde en başta ailemizin. “Bizim çocuğumuz en zekisi, en güzeli olacak.” , “En güzel okullara gidecek ve birinci olacak.” Bu sözlerin tanıdık geldiğine eminim ve sadece ailenizden duymadığınızı da. Hangi okulu kazanırsanız kazanın, oraya gittiğinizde öğretmenleriniz de diğerlerinden farklı olduğunuzu ve birinci olmanız gerektiğini hatırlatacak size. Merdivenleri çıkmayı devam ederken bu sürekli devam edecek sanki hiç sonu yokmuş gibi, varmış diyebilir miyiz? Peki sizce bu kadar kalabalık olan bir dünyada herkesin birinci olması mümkün mü? Herkesin en iyi ve ideal olana ulaşması biraz fazla ütopik değil mi? Peki neden çevremizdeki herkes ve sonunda kendimiz de buna yöneltiriz amacımızı? Sanki en iyisini elde etmezsek, ortalama ve sıradan bir hayat yaşarsak boşa harcanır gibi ömrümüz, değil mi? Biz sıradan yaşamak için gelmedik, hepimiz dünyayı kurtaracağız ve milyonlara seslenecek bir sese sahibiz sonuçta. Sözlerimi böyle olmayın diye yorumlamayın, tabi ki de insanların başarı peşinde koşması oldukça doğal ama başarıyı sınırlamak doğru değil. Başarı sadece birinci olmak mıdır, en tepede, en iyisi olmak mıdır? Çoğumuz için öyle, kabul etmesek bile. Siz hiç “En mutlusu ben olacağım!” diye hedef koyan gördünüz mü? Belki çocuklardan duymuşsunuzdur, zaten çocuklar bu hayatı en güzel yaşayanlardan ve o güzel anlarımızı da çabucak unuturuz.

Ortalama yaşamayı, sıradan olmayı o kadar kötü ve yakışmaz bir yaşam biçimi olarak gösterdiler ki herkes ekranlarda olmak istiyor artık. Herkes en iyisi için yollara düşmüş, sürekli bir kovalamaca içinde geçiyor hayat ama kimse tatmin olmuyor. Başardığı şeyleri görmezden geliyor, geliyorlar çünkü ondan daha iyisi var; seni, beni kim ne yapsın? İnsanın kendini eğitmesi amaçlı gittiği eğitim kurumları birbirinden eşsiz her kişiliği bir yarış atına dönüştürüyor sonuçta. Yarış atından farksız olanların barınmaya hakkı yok, ne haddine yarışa katılmamak? Ve o birbirinden eşsiz tüm herkes kendine ait olmadığı dünya için kendilerini değiştirmek zorunda kalıyorlar ve sonunda kendi içinde hapis hayatı yaşayan yaşam formlarına dönüşüyoruz. Kendini tanımayı, neleri sevdiğini ve daha nicesini atlayarak öğrenirken neyin en çok para getirdiğini, geleceğin mesleklerini veya en gösterişli meslekleri öğreniyoruz. Kişiliklerimizden önce mesleklerimiz oluyor, farkında mısınız? Bence çoğumuz farkında değil bu döngüde.

İlk cümlelerimde de demiştim çok geniş bir konu ortalama yaşam ve de öyle göründüğü gibi de yakışmaz bir yaşam değil insana. En iyisi olmak için çabalamak istemiyorsanız boş verin, ikinci olmak da güzeldir üçüncü olmak da. Giydiğiniz sahte at maskesini atın üzerinizden ve de gerçekten olmak istediğiniz kişi olun. Belki bir kuş gökyüzündeki özgürlüğü tatmak isteyen, belki bir balina olup denizin üzerinde güneşin ışınlarını yüzünüzde hissetmek isteyen ya da bir karınca olun birlikten nelerin yapılacağını tüm dünyaya gösteren, ne isterseniz onu olun.

dağın tepesinde bir çam olamazsan ,vadide bir ağaç ol,
fakat dere kenarındaki en büyük ağaç sen olmalısın
bir ağaç olamazsan, bir çalı ol.
fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın.
eğer bir çalı da olamazsan
bir yol kenarını mutlu yapan bir parça çimen ol,
güzel kokulu bir çimen değilsen,
gölün kenarındaki en yeşil ot sen ol.
biz hepimiz kaptan olamayız,
gemilerin tayfalara da ihtiyacı vardır.
hepimiz için bu dünyada bir yer vardır.
büyük işlerin yanında daha küçük işler de vardır,
yapacağımız görev bize en yakın alandır.
büyük bir cadde olamazsan, iyi bir patika ol.
güneş olamazsan, yıldız ol.
başarı ve başarısızlık işin büyüklüğünde değildir,
sen yalnız neysen onun en iyisi ol.

şairi: douglas malloch (alıntı)

Yazarken bu şarkı tekrara alındığından eklemek istedim, iyi dinlemeler.

--

--

Yağmur Mutluer
Yağmur Mutluer

Written by Yağmur Mutluer

zihninde kurgulamayı çok seven fakat yazıya dökmeye fazlasıyla üşenen, hayalperest biri. aynı zamanda software engineer olarak trendyol'da çalışmakta.

No responses yet